12 Mayıs 2014 Pazartesi

Elektroeğirme Nedir?

Elektroeğirme Nedir?

Geleceğin teknolojisi olarak belirtilen elektroeğirme tekniği, bir sıvı çözeltiye kontrollü elektrik alan kuvveti uygulanması temeline dayanmaktadır. Mühendislik ve tıp disiplinlerini birlikte içeren bu teknik ile üretilen ipliksi fiber yapılar kısa zamanda hayatımızın birçok alanına girmiş bulunuyor. Elektroeğirme teknolojisinin ayrıntıları yazımızda.












Elektroeğirme Tekniği


Elektroeğirme, dilimize ingilizce electrospinning kelimesinden geçmiştir. Kısacaelektro+iplik anlamına gelmektedir. Elektroeğirme tekniği, mühendislik ve tıp disiplinlerini bir arada barındıran multidisiplinler yöntemidir. Peki elektroeğirme nasıl yapılır?

Bir sıvı çözelti, kuvvetli bir elektrik alana maruz kaldığında sıvı çözeltinin molekülleri artı ve eksi yük ile yüklenir ve tıpkı mıknatısın zıt kutupları gibi moleküller birbirini itmeye çalışır. Bu itme kuvveti belirli bir seviyeden sonra sıvı çözeltinin sakız gibi uzayarak incelmesine neden olur. Kuruyan sakız benzeri çözelti kesintisiz ipliksi fiberler halinde birikir.


Resim 1: Elektroeğirme Tekniği Genel Şeması


Bu yöntem ile elde edilen ipliksi yapılar insan saçından yaklaşık olarak 20.000 kat daha küçüktür.


Elektroeğirme Hangi Alanlarda Kullanılır?


Elektroeğirme tekniği ile elde edilen ipliksi fiber yapılar kolay işlenebilmeleri sayesinde özellikle biyotıp ve doku mühendisliği alanlarında çok cazip bir yöntemdir.

Biyotıp alanında kullanılacak olan malzemelerin biyouyumlu yani biyolojik sistemle barışık olması gerekmektedir.

Biyomalzemelerin, kullanım alanlarına göre farklılık gösterseler de yüzeylerinin pürüzlü vegözeneklerden oluşması ayrıca mekanik dayanımlarının yüksek olması gerekiyor. Bu malzemelerin karmaşık yapıda olması ve üretim pahalılığı araştırmacıları gelecek için umut vaat eden elektroeğirme tekniğine yönlendirdi.


Resim 2: Elekroeğirme Cihazı


Elektroeğirme yöntemi ile elde edilen ipliksi yapılar küçük boyutları, büyük yüzey alanları, eşsiz optik özellikleri ve yüksek mekanik dayanımları sayesinde biyotıp ve doku mühendisliği alanındaki araştırmacıların imdadına yetişiyor. Bütün bu özelliklerin bir arada bulunması ile ipliksi fiberler biyofiltre olarak kullanılabiliyor.


Resim 3: Elektroeğirme Tekniğinin Midye Üzerinde Uygulaması


Elektroeğrilmiş malzemeler, bu özellikleri sayesinde damar tıkanıklıklarında kullanılan stentlerde, optik uygulamalarda, kemik rejenerasyonunda, yapay böbrek geliştirilmesinde, yara dolgu malzemelerinde kullanılabiliyor.


Gelecekte Elektroeğirme


Araştırmacılar elektroeğirme yönteminde uygulanan elektrik alanı yönlendirerek, ipliksi yapıları çeşitli şekillerde elde etmeyi planlıyor. Bu sayede doku motiflerinin oluşturulması amaçlanıyor.


Resim 4: Elektroeğirme Tekniği Sonucunda Oluşan İpliksi Fiber Yapılar


Gelecekte elektroeğirme yöntemiyle, canlı kök hücreler ile doldurulmuş kanal şeklinde ipliksi yapılar elde edilebilecek. Bu kanal şeklindeki yapılar tedavi bölgesine nakledildiğinde hem hızlı hem de düşük maliyete etkili bir iyileşme sağlanabilecek.


Elektroeğirme tekniğinin çalışma sistemini ve oluşan ipliksi fiberleri bu videodan izleyebilirsiniz.

 

ATmega8 Led Saat Termometre Devresi

ATmega8 DS1307 DS18B20 Led Saat Termometre Devresi

atmega8-ds1307-ds18b20-led-saat-termometre-devresi
Ledli Saat Termometre Devresi ATmega8 mikrodenetleyici üzerine kurulu yapımı baya zahmetli ama görünümü çok güzel 900 adet led kullanılmış ledler tabelarda ki gibi bir plakaya yerleştirilmiş Atmega8 çıkışlarında 4 adet 74HC574 var çıkışları ise IRF8910PbF (so8 kılıf tek paket iki mosfet smd) mosfet ile güçlendirilmiş pcb düzenlemesi yapılarak piyasada bolca bulunan farklı N-kanal mosfet kullanılabilir.
Termometre Saat Devresinde zamanlama için DS1307 saat entegresi kullanılıyor iç ve dış mekan sıcaklık ölçümü içinde iki adet DS18B20 sensör kullanılmış. Projeye ait proteus isis simülasyon, kaynak kod dosyalayı ve ana kartın sprint layout ile hazırlanmış pcb çizimi var.
atmega8-ds1307-ds18b20-led-saat-termometre-devresi-saat-devresi
alternatif link: atmega8-ds1307-ds18b20-led-saat-termometre-devresi.rar alternatiflink2 alternatif link3

Akü, hakkında genel bilgiler

Akü, Akümülatör Eğitim Kitabı

aku-akumulator-egitim-kitabi
Otomobil veya kamyon akülerinin araçlarda bir çok işlevi vardır. En önemli görevleri marş motorunu çalıştırmak ve aracı hareket ettirmektir. Bunun yanında otomobilde alternatörün ihtiyacı karşılayamadığı durumlarda ilk ateşleme, far lambalarının yanması, ısıtıcılar, havalandırma, radyo gibi sistemin diğer enerjiye ihtiyaç duyan bölümlerine elektrik sağlar. Ayrıca aküler aracın voltaj kontrol sisteminin bütünü oluşturarak araçtaki bilgisayar hafızalarını, far ve radyoları elektriksel dalgalanmalardan korur.
Günümüzde araçlar yolculuk bittikten sonrada çalışmaya devam eden birçok elektrikli cihazdan oluşmaktadır. Bilgisayarlar ve saatler 24 saat akım çekmekte, araç hareket ettikten sonra çalışan fanlar zaman kontrollü olmakta ve yüksek akım çekmekte, sık kullanılmasalar da 30 watt ve daha güçlü radyolar ve kapıların açılması ile devreye giren çok sayıdaki aydınlatma lambaları elektrikle çalışmaktalar.
Aynı zamanda yakıttan tasarruf istekleri daha küçük, hafif ve verimli parçaların üretilmesi yönünde üreticileri zorlamaktadır. Daha fazla parça küçük motor bölümlerinde iç içe bir arada durmakta ve bu da motor kapağının altında sıcaklık yükselmelerine neden olmaktadır. Ve sıcaklıkta akümülatörün ömrünü kısaltmaktadır.
Bugünün otomobillerinde modern aküler zorlukla çalışmaktalar. Ne kadar akümülatörleri zorlarsak bağımlılığımız o kadar artmakta. Akü satıcı ve servislerinin akü hakkında gerekli bilgiye sahip olması müşterilerine vereceği güvenin artmasını sağlamakta buda ürünün satış veimajına katkı sağlamaktadır.
Bu el kitabıyla akülerin çalışmasını bakımını ve test edilmesini daha iyi anlayabileceksiniz buda müşterilerin talep ettiği kaliteli hizmeti vermenizi sağlayacaktır.

AKÜLERİN ÖLÇÜLERİ

Otomotiv akümülatörleri çeşitli ölçülerde ve performanslarda üretilmektedirler. Her akünün üzerinde kullanım gerilimini (12 V), kapasitesini ve akım şiddetini gösteren rakamlar bulunur.
Performans ölçümlerinde temel olarak iki yöntem kullanılır; nominal kapasite ve rezerv kapasite. Nominal kapasite genel olarak Avrupa ülkelerinde uygulanan tam şarjlı akünün beyan edilen kapasitesinin % 5 akımla ile boşaltılması sonucunda kutuplar arasındaki gerilimin 10.5’e düşmesi için geçen süre ile belirlenir ve bu değer 60 Ah nominal kapasiteli akümülatörlerde 20 saatten az değildir. Rezerv kapasite genellikle Amerika’da uygulanan tam şarjlı akümülatörün 25 A sabit akımla kutupları arasındaki gerilim 10.5 V’a düşene dek boşaltılması için geçen süredir. 60 Ah nominal kapasite boşalma süresi olan 95 dakika ile 95 RC (Rezerv Capacity) olarak gösterilirler.
Akım şiddetini gösteren rakamlar bir standardın soğukta yol verme test yöntemine göre değeri belirttiği için değerin yanında uygun olduğu standart belirtilir (Örneğin; EN, IEC, SA, DIN gibi).

AKÜNÜN PARÇALARI VE ÇALIŞMA PRENSİBİ

AKÜNÜN PARÇALARI
Akümülatör kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine elektrik enerjisini de kimyasal enerjiye dönüşümlü olarak bir çok sefer çevirebilen cihazlara denir. Kurşun-asit akümülatörlerinde elektrot olarak kurşun ve kurşun oksitleri, elektrolit olarakta seyreltilmiş sülfürik asiti kullanırız. Şarjlanmış bir aküde (+) artı elektrodda kurşun dioksit (-) eksi elektrodda ise süngerimsi gözenekli yapıya sahip kurşun bulunur.
akumulatorun-parcalari-calisma-prensibi
Akü Kutu, kapaklar (1): Kutu ve kapaklar plastikten (Polipropilen kopolimerlerinden) üretilirler ve bunların görevi yeterli yalıtımı, sızdırmazlığı , mekanik ve kimyasal özellikleri korunması ve uzun süreli dayanıklılığı sağlamasıdır.
Akü Plakalar (2): Akümülatörlerin enerji vermesini sağlayan en önemli parça, plakalardır. İki çeşit plaka bulunur;artı ve eksi plakalar. Plakanın iskeleti ızgaradır. Izgaralar düşük miktarlarda antimuan veya kalsiyum içeren alaşım kurşundan dökülür veya genişletilmiş metal (expended metal) teknolojisi ile kalsiyumlu şeridin ezilerek genişletilmesi sonucunda üretilirler . Izgaranın üretim yöntemi ve kalıp dizaynı plakanın özelliklerini etkileyen faktörlerdir. Izgaranın üzerinin farklı nitelikteki hamurlarla sıvanması ile artı ve eksi plakalar elde edilir. Artı plakalar akımı veren plakalar oldukları için ve oksitlenme reaksiyonu bu plakada olur eksi plakalara göre her zaman daha kalın ve ağır üretilirler.
Ayıraçlar (3): Ayıraçlar eksi ve artı plakaların birbirine değerek kısa devre olmasını engelleyen ve aynı zamanda da elektriği taşıyan iyonların geçişine engel olmayan levha veya torba şeklinde plastik ayırıcılardır.
akumulatorun-parcalari-plakalar
Kutup Başları (5): Her kurşun-asit hücresi 2 Volttur. İstenilen akü voltajına bağlı olarak bunlar seri bağlanırlar. Bunun sonucunda artı plakaların bağlı olduğu uc artı kutuptur eksi plakaların bağlı olduğu uç eksi kutuptur. Kutupların üzerinde veya yanlarında işaretleri vardır ve artı kutup daha büyüktür.
Gaz Kapakları: Akümülatörün üretiminde kullanılan alaşımın özelliğine bağlı olarak her zaman Hidrojen ve oksijen gazı çıkışları vardır. Akü içerisindeki basıncın belirli değerlerin altında kalması gerekir . Bu amaçla gazın dışarıya çıkmasını sağlayan delikli kapaklara buşon denir.
Elektrolit (4): Elektrolit plakaların içerisine batırıldığı iyonların artı kutuptan eksi kutuba taşınmasını sağlayan sulandırılmış sülfirik asittir. Elektrolitin yoğunluğu akünün özelliklerini etkiler. Yüksek yoğunluklarda akü yüksek voltaj verir ancak kısa sürede yıpranmaya neden olur. Düşük yoğunluklu elektrolitler ise volt ve marş basma gücünün azalmasına neden olurlar.
Elektrolit yoğunluğunun ölçülmesinde Bome deyimi kullanılmaktadır. Bome derecesi ile yoğunluk arasındaki bağıntı aşağıdaki gibidir.

Akü eğitim el kitabı

Akü ölçüleri
Akü parçalari ve çalışma prensibi
Akü parçalari
Akünün Çalışma Prensibi

Akü çalışma prensibi

Akü tiplerine göre üretim aşamaları
Akü ve aracınız
Akü gerilimi
Akü ve sıcaklık
Akülerin depolanması
Depolama ve kuru şarjlı akülerin doldurulması
Akünün araca takılması

Akünün şarj edilmesı

Akünün bakımı
Hidrometre kullanılması
Sülfatlanmış Aküler
Aküden Aküye takviye
Arizalı Aküde yapılacak kontroller
Arizalı akülerin kontrolunda dikkat edilecek hususlar
Sağlam iade akülerin değişken yük test cihazi ile kontrolu
Bazı akü arıza tipleri
Akünün yaşı ve kod sistemi
Yukarıda özet ve içerik listesi verildi dökümanın tamamı;

Alternatif link (+dökümanın hazırlanmada kullanılan ingilizce kaynaklaraku-akumulator-egitim-kitabi.RARalternatif link2 alternatif link3

ATmega16 Matris Led Saat Termometre Devresi

atmega16-matris-led-saat-termometre-devresi
Bir önce ki “ATmega8 DS1307 DS18B20 Led Saat Termometre Devresi” yazısında paylaşılan projenin 1 üst versiyonu daha gelişmiş ve küçük.. gösterge olarak 8×24 led matris kullanılmış yine 2 knal ısı ölçümü (DS18B20) var Saat Termometre Devresi ATmega16 mikrodenetleyici üzerine kurulu proje baya ilerlemiş farklı pcb versiyonlarıda var tüm kaynak kodların yanı sıra proteus isis simülaston şeması ve sprint layout ile hazırlanmış kaynak pcb çizimleride bulunuyor
led-matris-saat-atmega16-ds18b20-termometre-devresi-saat-devresi
Kaynak: mdoga.ru alternatif link: atmega16-matris-led-saat-termometre-devresi.rar alternatif link2alternatif link3

Orangutan SV-328 Modül İle Engel Algılayan Robot Projesi

orangutan-sv-328-modul-ile-engel-algilayan-robot-projesi
Engel Algılayan Robot devresi Orangutan SV-328 kontrol modülü üzerine kurulu bu modül daha önce@Ediz Agarer tarafından paylaşılan “ROTKON Robot geliştirme kontrol kartı” yazsında verilen devrenin benzeri Orangutan SV-328 modülde Atmel ATmega328P mikrodenetleyici kullanılıyor dahili motor sürücüsü var (Toshiba TB6612FNG) 2 tane DC motor bağlanabilir çıkış gücü 1.2A max. pik 3 amper..
Engel algılama içinde iki adet SHARP GP2Y0A41SK0F sensör kullanılıyor. Engel Algılayan Robot yazılımı Atmel IDE Studio 6 ile hazırlanmış kaynak C, HEX vb. kodları var.
engel-robotu-gp2y0a41sk0f-robot-projesi-robot
robot-orangutan-sv328-atmega328-tb6612fng

Otomatik bobin sarma makinesi

otomatik-bobin-sarma-makinesi-atmaga8-l293
Bobin Sarma Makinesi Atmega8 mikrodenetleyici üzerine kurulu motor sürücü katında L293 kullanılmış step motor kullanıldığı için devre üzerinde herhangi bir sensör yok adıma göre hesaplamayı yapıyor gösterge için kullanılan LCD WH0802 tuş takımı için 12 adet buton kullanılmış.
Otomatik Bobin Sarma Makinesine ait CVAVR kaynak kodlar proteus isis simülasyon dosyası ve şeması var.
bobbin-winding-machine-bobin-sarma-makinesi-atmega8-l293
bobbin-winding-l293-sipir-sayici-devresi-tur-sayici-devresi
 alternatif link: otomatik-bobin-sarma-makinesi-atmaga8-l293.rar alternatif link2alternatif link3

Sitemize Yazar Alınacaktır

 Sitemize ve sizlere tüm elektrik ve elektronik dallarda katkı sağlayacak deneyimli yazarlar alınacaktır İletişim bölümünden bize ulaşırsanız seviniriz

30 Ocak 2014 Perşembe

Kalp Atışlarıyla Kendini Şarj Edebilen Pil

Kalp Atışlarıyla Kendini Şarj Edebilen Pil

Kalp hastalıkları insanlığın yüzlerce yıldır en büyük sağlık problemlerinden biri. Kalple ilgili bazı sağlık sorunlarını düzeltmek için günümüzde kalp pilleri kullanılıyor. Araştırmacılar kalp sorunlarını düzeltmeye yarayan bu kalp pillerini, kalp atışları ile besleyebilecek bir batarya icat ettiler. Ayrıntılar haberimizde.







Amerikalı ve Çinli araştırmacılardan oluşan bir ekip geçtiğimiz günlerde kalp pillerini beslemek için implant edilebilir (vücuda yerleştirilebilir) yeni bir batarya icat ettiler. Pil kalp, akciğer, diyafram gibi organların sürekli hareketlerini elektrik enerjisine dönüştürebiliyor.

Birer küçük santral diyebileceğimiz bu cihazlar kurşun zirkonat titanat nano-şeritlerden yapılıyor. Doğada biyo-uyumlu plastik olarak bulunan bu madde piezoelektrik özelliği gösteriyor. Piezoelektrik özelliğine sahip maddeler basıncı elektrik enerjisine dönüştürebiliyor.




Araştırmacılar bu pillerin cep telefonları da dahil olmak üzere gelecekte bir çok uygulamada kullanılabileceğini berlitiyor. Cihazın doğrultma devresi ve minik şarj edilebilir pil aynı plastik kılıf içinde bulunuyor.

Ekip şu ana kadar cihazı bir ineğin kalbine başarı ile yerleştirmeyi başardı ve kısa sürede bu pillerin medikal cihazlarda kullanılabilmesini amaçlıyor
.

29 Ocak 2014 Çarşamba

Osilatör

Osilatör Nedir? |
1. Bölüm

Osilatör, özellikle elektronik devrelerde kare, üçgen ve testere gibi sinyalleri üreten bir elektronik düzenektir. Salıngaç adıyla da bilinir ve bir diğer tanımla elektrik salınımları üretir. Peki osilatörün görevleri nedir? Ne işe yarar? Ayrıntılar yazımızda.


Osilatör Nedir?

Kare dalga veya üçgen dalga dendiği zaman akıllara genellikle osilatör elemanı gelir. Gömülü sistemlerde, elektronik devrelerde bu dalga şekillerini osilatör yardımıyla elde ederiz. Osilatör, bir yükselteç yardımıyla verdiği çıktıyı girdi olarak geri alır. Bu duruma pozitif geri besleme denirken, bu sayede sinyal her seferinde kendini yenilemiş olur.

Osilatörün çalıştığı frekans ise quartz kristali gibi maddeler kullanılarak belirlenir. Örneğin düşük frekans osilatörleri (LFO) 0.1 Hz ile 10 Hz arasında dalgalar üretirler. Yüksek 




frekanslarda (100 kHz-100 GHz) çalışan osilatör çeşitleri (RF Osilatör) de mevcuttur.


Şekil 1: Geri Besleme Modülü 


DC kaynaktan aldığı akımı bir başka devreyi yüksek güçte beslemek için AC akıma çeviren osilatörlere ise invertör yani güç çevirici adı verilir. Invertörler özellikle güneş panelleri,rüzgar türbinleri gibi yerlerde sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.

Osilasyon Nedir? 

Elektrik-elektronik sistemlerde zaman içerisinde yönü ve şiddeti belli bir düzen içerisinde değişen elektrik sinyallerine osilasyon denir. Devrenin çıkışında osilasyon oranının fazla olması ise istenmeyen bir durumdur. Bu amaçla osilasyonları azaltmak için çeşitli devreler kullanılır. Bu devrelere örnek olarak aktif-pasif elektronik filtreler gösterilebilir.

Ancak bazı sistemlerde ise osilasyon, bir ihtiyaçtır. Bu yüzden de osilasyon sinyalleri üretendevrelere de ihtiyaç vardır. Bu devrelerde osilatörler kullanılır ve devrelere osilatör devreleri denir. 



Şekil 2: Osilasyon Sinyal Çeşitleri 

Peki osilasyon kriterleri nelerdir? Osilasyon için öncelikle iki kapılı bir devre elemanınaihtiyaç vardır. Aynı zamanda geri besleme yapılırken herhangi bir faz farkı (faz kayması) olmaması gerekmektedir. Bu yüzden faz açısı 0 olmalıdır. Kapalı çevrim kazancının da 1'e eşit olması gerekir.

Osilatör Çalışma Mantığı 

Osilatörlere kendi kendine sinyal üretebilen cihazlar tanımlaması yaparsak pek de yanlış sayılmaz. Osilatörler bir kez çalışmaya başladıktan sonra AC çıkış sinyali üretmeye başlarlar. Bu sinyalin bir kısmı girişe geri beslenip, yükseltilirler ve çıkışa geri gönderilerek bir döngü haline getirilir.

Geri beslemeli bir osilatörün uygun bir şekilde çalışabilmesi için 3 koşulu sağlaması gerekir:

           
♦ Yükseltme 
           ♦ Pozitif Geri Besleme 
           ♦ Frekansa Bağımlı Olması


Şekil 3: Osilatör Devre Şeması


Osilatörün çalışma mantığını en basit şekilde bir devre kurarak da anlayabiliriz. Tek yapmamız gereken bir kapasitör (kondansatör) ve indüktörü (bobin) devrede birbirine bağlamak. Bilindiği gibi her iki eleman da enerji depo edebiliyor ancak kapasitör elektrik alan formunda depolarken, indüktör ise manyetik alan formunda depolama yapıyor. 

Kapasitörü şarj ettikten sonra kapasitöre seri olacak şekilde devreyi tamamlayan bir indüktör ekleyelim. Bu durumda kapasitör enerjisini indüktöre aktarmaya başlayacak ve indüktör üzerinde bir manyetik alan oluşacak. Kapasitörün enerjisi tamamen bittiğinde indüktör, devreden akan akımın devam etmesini sağlayacak ve kapasitörün diğer tabakasını şarjedecek. 



Şekil 4: Kristal Osilatör Örneği



Bu sefer de indüktörün manyetik alanı söndüğünde, kapasitör ters polarize olmuş bir şekilde yeniden şarj edilmiş olacak. Bu döngü aynı pozitif geri besleme durumunda olduğu gibi uzun bir süre devam edecektir. Ancak kablodaki direnç kaybı vb. sebeplerden dolayı bir süre sonra duracaktır. 

Osilatör Kullanım Alanları 

Osilatörler televizyon, radyo, telsiz, FM alıcı-verici gibi sistemlerde ve daha çok elektronik-haberleşme sistemlerinde ve otomasyon sistemlerinde yaygın biçimde kullanılırlar. Video oyunlarda kullanılan sesleri üretmek için de kullanılan osilatör çeşitleri mevcuttur.

Osilatörler devrede hangi amaçlar için kullanılır? Karışık sistemlerdeki elemanların her birinin görevlerini düzgünce yerine getirebilmesi için çeşitli sayıda sinyallere ihtiyaç duyulur. Örneğin bir mikrodenetleyici devresinde program çalıştırabilmek için kare dalga tetiklemesi gerekmektedir. Bunun en büyük örneğini ise Arduino üzerindeki osilatörde görebiliriz. 



Şekil 5: Arduino Üzerindeki Osilatör


Osilatörlerin kullanım amacı, en genel ifade ile istenilen yerde istenilen miktarda ve istenilen türde sinyal üretimi sağlamak ve devrenin, elemanların ve sistemin tüm ihtiyaçlarını bu doğrultuda gidermektir. 

Tarihçesi 

İlk osilatörün temelleri 1892 yılında Elihu Thomson tarafından atılmış. Paralel LC devresi kuran Thomson, metal elektrodlar kullanmış. 1900 yılında ise William Duddell tarafından yeniden keşfedilen osilatör, popülaritesini bu yıllarda arttırmaya başlamıştır. 

Duddell ise osilatörü, elektronik devresiyle kraliçe için bir şarkı çalarak meşhur etmiştir.Londra Elektrik Mühendisliği Enstitüsü tarafından da desteklenen Duddell daha sonra yüksek frekans ile radyoları geliştirme amacıyla osilatörleri kullanma seviyesine erişemeden çalışmasını bırakmıştır. 


Şekil 6: Yüksek Isıya Dayanıklı Voltaj Kontrollü Kristal Osilatör

Ancak 1902 yılında Valdemar Poulsen, osilatörü Duddell'ın bıraktığı yerden alarak radyo frekansları seviyesinde geliştirmiştir. Bu doğrultuda 1920 yılında ilk FM alıcı-verici cihazın temellerini atmıştır.

1920 yılına kadar vakum tüp teknolojisi, pozitif geri besleme, yükselticilerin osilatörlerde kullanılması gibi çok önemli buluşlar ve geliştirmeler yapılmıştır. Özellikle General Electricfirmasının girişimlerinden sonra, 1934 yılında Lee De Forest isimli Amerikalı mucit, radyo teknolojisinin en karmaşık geliştiricisi ödülüne layık görülmüştür. 



Şekil 7: Yüksek Frekansta Çalışan Kristal Osilatör

1940 yılında ise osilatörün frekans kapasitesi çok daha ileri seviyeye getirildi ve çeşitli hesaplamalar ile daha uygun bir boyuta indirgendi. 1969 yılında ise K. Kurokawa tarafından modern mikrodalga osilatörü dizaynı piyasaya çıktı ve günümüzde kullanılan osilatörlerin temeli atıldı.