elektrik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
elektrik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Haziran 2014 Cumartesi

Tayland da kablosuz elektrik iletimi başlıyor

Bir zamanlar Tesla’nın hayali olan kablosuz elektrik iletimi gerçek oluyor. Tayland Enerji Bakanlığı, pilot bölge olarak seçilen Bangkok’ta kablosuz elektrik iletimi gerçekleşeceğini duyurdu. Ayrıntılar haberimizde.

Nikola Tesla’nın belki de en büyük hayali elektriği kablosuz iletebilmekti. 1901-1905 yılları arasında Wardenclyffe kulesinde dünyanın iyonosfer katmanını kullanarak yaptığı çalışmalar başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Tayland, Tesla’nın fikirlerinin önderliğinde kablosuz elektrik iletiminde yaşanan sorunları büyük oranda ortadan kaldırmayı başardı.

Aslında günümüzde elektriği kablosuz olarak kullanıyoruz ancak bu sadece milimetrikmesafeler arasında gerçekleşiyor. Kablosuz elektrik iletiminin günümüzde yapılamamasının nedeni, ortamda bulunan canlılara zarar verilme olasılığı ve verim kaybının çok yüksek olmasıdır.



Tayland Enerji Bakanlığı, rezenatörler ve transformatörler yardımıyla bu sorunun üstesinden gelmeyi başardı. Rezenatörler ile elektrik iletimi, sadece alıcı ve verici arasında gerçekleşiyor. Bu sayede ortamda bulunan diğer maddelere bir zarar gelmiyor.


Pilot bölge olan Bangkok’ta başlayacak olan kablosuz elektrik iletiminin kısa sürede tüm ülke geneline yayılması hedefleniyor.

Bangkok Elektrik Kurumunun yaptığı açıklamada, bu yeni sistemin günlük hayatta kullanılanelektronik cihazların şarj edilmesinde kolaylık sağlayacağını duyurdu.

20 Mayıs 2014 Salı

Elektrik Nedir ?

Elektrik Dersleri, elektriğin temel konularından başlayarak çeşitli uzmanlık alanları hakkında bilgiler veren bir yazı dizisi olacaktır. Birçok öğrenci için elektriğin temel esaslarının anlaşılması ve mesleki konulara uygulanması zordur. Profesyoneller ise zaman zaman bilgilerini tazelemek ihtiyacı hissederler. Elektrikport bu açığı kapayarak elektrik sektörü için yepyeni ve kaliteli bir kaynak oluşturacaktır.



YÜK
Elektrik yükü; kütle, uzunluk, zaman ve sıcaklık gibi, fiziksel dünyanın temel ölçülerinden biridir. Diğerlerinin aksine elektrik yükü, fiziksel olarak doğrudan algılayamadığımız bir büyüklüktür. Dışarıdan baktığımızda bir cismin kütlesi, boyutları ve sıcaklığı hakkında bir fikir yürütebilmemize rağmen o cismin yükü hakkında bir şey söyleyebilmemiz çok zordur.
Birçok ticari ürün, elektrik yüklerinin birbirini çekmesi etkisini kullanır. Örneğin birçok kontakt lensin plastik maddesi (etafilkon), gözyaşındaki protein moleküllerini elektriksel olarak kendine çeken moleküllerden oluşur. Bu sayede lens, yabancı bir cisim olarak algılanmaz, böylece rahatça kullanılabilir. Kozmetik makyaj malzemelerinde ve hatta sanayide elektrostatik boyama işlemlerinde bu esas kullanılır.
Maddeyi oluşturan atom; (+) yüklü protonlar, (-) yüklü elektronlar, yüksüz nötronlar ve diğer atomaltı parçacıklardan oluşur. Protonlar atomun çekirdeğinde nötronlarla beraber bulunur ve sabittir. Elektronlar ise atomun çevresinde belirli yörüngelerde, çekirdek ile aralarındaki elektromanyetik bir dengede dönmektedirler.

Atomun çekirdeğine daha yakın olan elektronlar, çekirdeğe daha kuvvetli bir bağ ile bağlıdırlar. Atomun en dış yörüngesindeki elektronlar ise çekirdeğe en az kuvvet ile bağlıdırlar. Maddenin fiziksel özelliklerini bu en dış yörüngedeki elektronlar belirler. En dış yörüngedeki bu elektronlara valans elektronları adı verilir.


Normal koşullarda bir atomda elektron ve proton sayıları birbirine eşittir. Böyle atomlara nötr atomlardenir. Ancak valans elektronları başka atomlarla etkileşime geçerek bağlı bulundukları atomdan kopabilir ve başka bir atoma eklenebilir. Bir atom elektron kaybettiğinde o atomdaki proton sayısı elektron sayısından fazla olacağından o atom pozitif yüklü olur. Bir atom elektron kazandığında ise negatif yüklü hale gelir. Pozitif veya negatif yüklü atomlara iyon adı verilir. Bu model, bir maddenin neden hiçbir elektriksel özellik taşımadığını veya hangi şartlar halinde yüklü duruma geçebileceğini açıklar.


Elektrik yükü Q (veya q) ile gösterilir. Birimi coulomb (C)'dur. 1 coulumb, 624x 1016 adet elektron veya proton yüküne eşittir. Bir elektron veya protonun yükü en küçük (elemanter) yük olup 1,6x10-19 coulomb'dur. 

COULOMB KANUNU
Elektrik yüklerinin birbirileri ile olan etkileşimleri, Coulomb kanunu ile açıklanır. Coulomb kanunu, aşağıdaki gibi ifade edilir: 


F: Yükler arasındaki kuvvet [newton]

Q1, Q2: Elektrik yükleri [coulumb]

r: Yüklerin arasındaki uzaklık [metre]

k: yüklerin bulunduğu ortama ve kullanılan birim sistemine bağlı bir katsayıdır. Aşağıdaki gibi hesaplanır: 


Burada ε0, boşluğun dielektrik katsayısı adını alır ve değeri; 

εr ise ortamın bağıl dielektrik katsayıdır. εr katsayısı, birimsiz bir büyüklük olup bir ortamın dielektrik katsayısının boşluğunkinden ne kadar büyük olduğunu gösterir.

Bu bağıntılara göre elektrik yüklerinin davranışı aşağıdaki gibi özetlenebilir: 

►Elektrik yükleri arasında bir kuvvet vardır.
►İki çeşit yük vardır. Aynı yükler birbirini iter, farklı yükler birbirini çeker.
►Yükler üzerindeki kuvvet, yükleri birleştiren çizgi doğrultusundadır.
►İki yük arasındaki kuvvet, aralarındaki mesafenin karesi ile ters orantılıdır.
►İki yük arasındaki kuvvet, yüklerin büyüklüklerinin çarpımı ile doğru orantılıdır.
►Yükler arasındaki kuvvet, yüklerin bulunduğu ortama bağlıdır. 
Yüklerin birbirlerini itme ve çekme özelliklerinin yanında bir başka özellikleri de bulundukları ortama 'homojen olarak yayılma' özellikleridir. Pozitif ve negatif yükler doğaları gereği birbirlerini nötrleme eğilimindedirler. Birbirinden farklı iki noktadan birinde negatif yüklerin miktarı artmış ise, bu iki nokta arasında yük miktarı açısından 'potansiyel bir fark' oluşmuş demektir. Potansiyel fark, bir sonraki yazımızın konusudur.

15 Mayıs 2014 Perşembe

Transformatör Yağı Nedir? Nasıl Olmalıdır?

Elektrik sistemlerinin önemli makinalarından olan transformatörlerin hareketli veya döner kısmı olmadığı için yapıları da basittir. Çekirdeğinde fazla miktarda saç plakalar, bobinlerinde bakır veya alüminyum tel içerir. Bunca metal malzemenin ısınması verimin düşmesine ve transformatörün yapısının bozulmasına yol açar. Transformatör soğutma çeşitlerinden yağ ile soğutma çok yaygın bir soğutma şeklidir. Transformatör kazanını tamamen dolduran ve 


makinanın soğumasını sağlayan bu yağın özellikleri nelerdir?



Transformatör Yağı Nedir?

Kısaca bahsedecek olursak; yüksek sıcaklıklarda kararlı olan ve mükemmel elektriksel yalıtım özelliklerine sahip olan bir yüksek ölçüde rafine mineral yağdır. Genellikle yağ dolu transformatörler, bazı yüksek gerilim kapasitörler, floresan lamba balastlar ve yüksek gerilim anahtarları ve devre kesicilerin bazı türlerinde kullanılır. İzole korona ve kıvılcımı bastırmak ve bir soğutucu olarak hizmet etmek için vardır. Büyük bir titizlikle bilimsel olarak geliştirilmiş koşullarda üretilirler.






Transformatörün yağında olması gereken özellikler:

Işık altında temiz, şeffaf ve tortusuz görünmelidir.
Yoğunluğu küçük olmalıdır. ( 0.85 – 0.95 )
Çok düşük sıcaklıklarda bile katılaşmamalıdır. İnce sıvı özelliğini muhafaza etmelidir.
Yanma noktasının oldukça yüksek olması gerekiyor.
Isı iletimi yüksek olmalıdır. Bu sebeple soğumayı kolayca sağlamalıdır.
Akıcılığının ( Vizkozite ) iyi olması gerekir.
Oksidadif bozulmaya karşı dayanıklı olmalıdır.
Yağın delinme gerilimi yüksek olmalıdır. (Yağın transformatörde kullanılmadan önce ve en azından senede bir delinme ölçümlerinin yapılması gerekir. Aksi halde bu yağ delinmelere ve çok büyük arızalara neden olur. )





Yağın önemli parametrelerinin bir kısmı şu şekildedir;

♦ İçinde bulundurduğu su miktarı

Bir yağın içinde bulundurduğu nem ne kadar az ise delinme dayanımı o kadar yüksektir. Bu nedenle yüksek gerilim transformatörlerinde kurutulmuş yağ kullanılır. Çünkü çok yüksek gerilim değerleri söz konusu olabiliyor. Fakat nem ve su bu yağın içinde çeşitli hallerde (Kimyasal olarak, erimiş halde, serbest halde...) bulunabiliyor. Bunların yağdan uzaklaştırılması gerekmektedir. Yağı su ve nemden arındırma işlemine “ Tretman “ deniyor.

                 Yağın içindeki suyun delinme gerilimine etkisi grafikteki gibidir.




♦ İçinde bulundurduğu hava miktarı

Yağ için olumsuz etki yapan ve yağın yalıtkanlığını bozan en önemli etkenlerden birisi havadır. Havada bulunan oksijen yağın yapısını bozarak ömrünü kısaltır. Özellikle transformatör kazanı içerisinde bobin aralarında serbest halde dolaşan hava transformatör için çok büyük bir risk oluşturur. Bunu önlemek için kazana yağ dolum aşamasında vakumlama yapılmalıdır. Ayrıca kazanın montaj aşamasında içeriye hava almayacak şekilde contalama işleminin yapılması gerekmektedir.


♦ Dielektrik kayıp faktörü;

Yağın akışkanlığının ve elektriksel olarak kalitesinin tespit edilip değerlendirilmesinde kullanılan bir parametredir. Yağların durumu hakkında bize bilgi verir.


♦ Nötralizasyon ve sabunlaşma sayısı

Yağdaki serbest asitlerin miktarını gösteren bu parametrenin yüksek olması yağın deforme olduğunu gösterir. Bu yüzden transformatörlerde belirli aralıklarla yağın ölçümlerinin yapılması büyük önem taşımaktadır.


♦ Tortu ve çamur oluşumu

Belirli bir süreden sonra kazan içerisindeki katı yalıtkanlar çözünmeye başlar, aynı zamanda yağ da özelliğini kaybeder. Böylece kazanın dibinde çamurumsu bir birikme olur. Bu birikmenin temizlenmesi önemlidir. (Çamur oluşumu transformatörün çalışma şartları ile de oldukça alakalıdır.)




Kaynak:

►lubline.com







Faraday Kafesi

Faraday kafesi, elektriksel iletken metal ile kaplanmış veya iletkenler ile ağ biçiminde örülmüş içteki hacmi dışardaki elektrik alanlardan koruyan bir muhafazadır. Bu kafes sayesinde elektrik alanın içeri girmesi ve dışarı çıkması engellenmiş olur. Faraday kafesi, ilk olarak İngiliz fizikçi Michael Faraday tarafından bulunduğu için Faraday kafesi olarak adlandırılmıştır.




İdeal bir Faraday kafesi kesintisiz iletkenlerden oluşmalı ve kabuk şeklinde korunacak nesneyi sarması gerekmektedir. Bu ideallik pratikte yakalanamaz, fakat iyi örülmüş bakır bir ağ ekranıyla ideale yaklaşılabilir. En iyi performans için kafesin doğrudan toprağa bağlanmış olması gerekir. Ağ gözleri ne kadar dar olursa faraday kafesinin elektromanyetik dalgalara karşı geçirmezlik oranı da o kadar büyük olur.

Faraday Kafesinin çalışma prensibi

İletken malzemeleri oluşturan atomların en dış yörüngelerindeki değerlik (valans) elektronları, atomlarından kolayca ayrılarak hareket etme yeteneğine sahiptir. Dolayısıyla; kapalı bir yüzeye sahip olan iletken bir cisim elektrik alanı içerisine yerleştirildiğinde bu elektronlar, iletkenin içerisindeki elektrik alanı sıfırlanıncaya kadar hareket eder ve bir 'yeniden dağılım'a uğrarlar. Elektrik alanın sıfırlanmasıyla birlikte, hareket etmelerinin gerekçesi ortadan kalkmış olur. Faraday kafesi bu ilkeye göre çalışır ve içindeki nesneleri dış elektrik alanlara karşı korur. Dolayısıyla ideal olarak faraday kafesi; topraklanmış, içi boş metal bir küre gibi kapalı bir iletken yüzeyden oluşur. Ancak iletken yüzey sürekli olmak yerine, kafes şeklinde de imal edilebilir. Bu durumda kafes aralıklarından bir miktar elektrik alanı içeriye sızacak, fakat aralıklar yeterince küçükse bu bir sorun oluşturmayacaktır. Öte yandan geometrinin küre olması şart değildir. Kapalı herhangi bir yüzey, kafes görevini yerine getirebilir. 


Faraday kafesinin uygulama alanları

Faraday kafesindeki amaç dışarıdaki manyetik alanın içeri girmesini veya içerideki manyetik alanın dışarıya çıkmasını önlemeye çalışmaktır. Kullanım alanı değişse de bu amaç pek değişmez. Bunun için korunacak kısım veya binanın dış yüzeyi iletkenler ile ağ şeklinde örülür ve topraklanır. Özellikle bina uygulamalarında yüksek konumlarına yakalama uçları konur. Başlıca kullanım alanlarını ve nasıl uygulanacağını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

Yanıcı, patlayıcı ve patlayıcı maddelerin depolandığı binalar:

Bu tür binaların dış tarafı kafes şeklinde kaplanır. Binanın dışındaki yüksek noktalara yıldırım yakalama uçları yerleştirilir. Bütün iletkenler ve yakalama uçları birbiriyle bağlanır ve topraklanır. Bu şekilde eş potansiyel sistem sağlanmış olur.

Radyo frekansı yayan cihazlar:

Bu tip cihazların konduğu kabinler cihaz çevreye parazit radyo sinyalleri yaymasın diye dış metal kılıfından topraklanır. 


Telsizle haberleşmenin yapıldığı binalar:

Bina içindeki telsiz haberleşme sinyallerinin dışarıya sızmasını ve dinlenmesini önlemek için bina dışına Faraday kafesi inşa edilir. Binada telsiz haberleşme yapılmasa bile, CRT monitörler görüntüyü zayıf bir radyo dalgası olarak yaydığı için uzaktaki bir monitördeki görüntüyü sinyali yakalayıp kuvvetlendirerek tekrar oluşturmak mümkündür. Binalarda tavan da demir lamalar ile örülmüş hatıl olarak yapılmıştır, duvarlarda bu şekilde demirler olmadığı için baz istasyonları binaların üzerinde sağlık açısından büyük bir tehlike arz etmektedir.

Elektronik kartlarda bulunan radyo frekans modüller:

Radyo-televizyon tuneri, GSM alıcı verici devreleri gibi radyo frekans amaçlı modüller veya elektronik devre bölümleri, sac bir kapakla kapatılıp topraklanarak elektronik karta ve çalıştığı ortama bozucu sinyaller yayması engellenir. EMC (Elektromanyetik Uyumluluk) yönetmeliğine göre bu tip önlemleri almak mecburidir. Elektrikli cihazların gerek radyo sinyali olarak gerekse iletken hatlar üzerinden parazitler yaymasına müsade edilmez.

Sonuç olarak faraday kafesi uygulaması pahalı olmasına rağmen elektrik alanlara karşı hassas cihazların bulunduğu birimlerde kullanılmaktadır. Bu maliyet korunmak istenen cihazlar göz önüne alındığında aslında çok ucuza dahi gelebilmektedir. Eğer hassas cihaz yoksa faraday kafesi yerine diğer yıldırımdan koruma yöntemleri uygulanmakta ve çoğu zaman başarılı ve yeterli olmaktadır. 

13 Mayıs 2014 Salı

Alternatif Akım Sistemine Giriş: Birinci Bölüm

Elektrik enerjisinin üretimi, iletimi ve dağıtımı yaklaşık 100 yıldır alternatif akım (AC) sistemi ile yapılmaktadır. Nicola Tesla'nın hediyesi olan alternatif akım sisteminin temel tanımlarını bu yazımızda sizlerle paylaşıyoruz.




Giriş

Kalkınmakta olan ülkemizde daha hızlı bir gelişme sağlanabilmesi için enerji ihtiyacının tam, zamanında ve ucuz karşılanması ve en önemlisi mevcut enerjinin verimli bir şekilde kullanılması büyük önem taşımaktadır. Artan elektrik enerjisi taleplerinin karşılanması için büyük yatırım maliyetlerine, ileri teknolojiye ve yetişmiş insan gücüne ihtiyaç vardır. Standartlara uygun olmayan malzemelerin kullanılmasından veya teknolojiden yeterince yararlanılmamasından kaynaklanan kayıpların bedeli tüketici tarafından ödendiği gibi, can ve mal güvenliği açısından da büyük tehlikeler meydana gelebilmektedir. 


Elektrik enerjisi, ticari ve endüstriyel alanda en çok kullanılan üründür. Sürekli devrede olması gereken bir tüketim unsurudur. Depolanması, mevcut şartlar altında söz konusu değildir, bu nedenle elektrik enerjisi üretildiği anda tüketilmesi gereken bir enerji türüdür. Zamanında kullanım ve verimliliği sağlamak için elektrik enerjisinin çok iyi kontrol edilmesi, şartname ve standartlara göre üretim, iletim, dağıtım yapılması ve yüksek güvenilirlikte kullanım ve uygulama yapılması gerekmektedir.

Şebekelerde akım, yükün değerine bağlı olarak değiştiği için kontrol edilemez ancak gerilim kontrol edilebilir. Bu nedenle besleme geriliminin sağlaması gereken bir takım standartlar mevcuttur. Alternatif akım sistemi, belirli frekanslı (50 Hz) ve belirli bir genliğe sahip gerilimde çalışacak şekilde tasarlanmıştır. Sonuç olarak gerilimin genliğinde, frekansta oluşan değişiklik veya dalga şeklindeki bozulma bir güç kalitesi problemidir. Generatörler tarafından mükemmele yakın sinüs biçiminde gerilim üretilmesine rağmen şebeke empedanslarından geçen akım, gerilimde bozulmalara sebep olmaktadır. Örneğin;


Şebekede oluşan bir kısa devre sonunda gerilimin ani olarak düşmesi veya gerilimin tamamen kesilmesi,
Enerji iletim hattına yıldırımın düşmesi sonucu oluşacak aşırı gerilimin şebekede ani darbe gerilimleri meydana getirmesi, bunun sonucunda sistemdeki yalıtımın zorlanması veya delinmesi,
Bir harmonik kaynağından meydana gelen bozulmuş akımın, sistem empedansı ile gerilimi etkilemesi, bunun sonucunda diğer tüketicilerin bozuk gerilim ile beslenmeleridir.

Günümüzde tüm elektronik cihazlar, işlevlerini gerçekleştirebilmek için kararlı ve kaliteli bir enerji kaynağına ihtiyaç duyarlar. Elektronik ve bilgisayar teknolojisindeki son gelişmeler, enerji kalitesi problemini daha da önemli hale getirmektedir. Sadece bilgisayarlar değil, mikroişlemci ve mikrodenetleyici sistemleri ile kontrol edilen tüm elektronik cihazlar ve sistemler, kalitesiz enerjiden olumsuz etkilenir.

Son yıllarda bilgisayar yazılım ve donanım teknolojileri ile haberleşme teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, üst düzey otomasyon sistemlerinin tasarımını mümkün kılmıştır. Geniş bir alana yayılmış olan enerji dağıtım sistemlerine adapte edilecek üst düzey otomasyon sistemleri ile hem elektrik dağıtım sistemlerinin işletilmesi ve kontrolü daha kolay ve kaliteli gerçekleştirilecek, hem de tüketicilere daha kaliteli ve güvenilir enerji vermek mümkün olacaktır. 


Tanımlar ve Terimler

Alternatif akım sistemi tanımaya başlamadan önce elektrik güç tesisleri ile ilgili tanımları ve terimleri bir arada sunmakta fayda vardır. Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği ve Elektrik Kuvvetli akım Tesisleri Yönetmeliğinden derlenen ve teknik literatürde en çok kullanılan kavramlar, aşağıda verilmiştir:

Adım gerilimi: Topraklama geriliminin, insanın 1 metre'lik adım açıklığı ile köprülenebilen bölümüdür.

Ağ (enterkonnekte) şebeke: Santrallerin birbiri ile bağlantısını sağlayan gözlü şebekedir.

Ağırlık açıklığı: Direğin iki yanındaki iletkenlerin yatay teğetli noktaları arasındaki yatay açıklıktır.

Akım devresi: Akım kaynağı ile tüketim aracı arasındaki kapalı akım yoludur.

Aktif bölümler: İşletme araçlarının normal işletme şartlarında gerilim altında bulunan iletkenleri ve iletken bölümleridir. Orta iletkenler de aktif bölümlere girer, fakat sıfır iletkenleri ve bunlara iletken olarak bağlı bölümler aktif bölüm sayılmaz.

Alçak gerilim: Etkin değeri 1000 volt ya da 1000 volt'un altında olan fazlar arası gerilimdir.

Ana indirici merkez: Gerek enterkonnekte şebekeden alınan enerjiyi, daha küçük seviyeli iletim şebekelerine, gerekse iletilerek dağıtım bölgesine taşınan enerjiyi seçilmiş dağıtım gerilimi seviyesine dönüştüren transformatör merkezleridir.

Ana kolon hattı: İşletmeye ait besleme noktasından (ana buat) tüketicinin ilk dağıtım noktasına (ana tablo, sayaç) kadar olan besleme hattıdır.

Anma değerleri: Anma gerilimi, anma akımı, anma gücü, anma frekansı gibi işletme araçları ile tesislerin boyutlandırılmasında temel alınan değerlerdir.

Anma kesiti (nominal kesit): İletkenlerin standartlarda belirtilen kesit değeridir.

Ara indirici merkez: İki veya daha fazla yüksek gerilim seviyesi kullanılan şebekelerde enerjiyi bir yüksek gerilim seviyesinden diğerine dönüştüren transformatör merkezleridir.

Aşırı akım koruma aygıtları: Elektrik akımını, öngörülen bir sınır değeri aşması durumunda kendiliğinden kesen aygıt ve düzenlerdir. Bunlar,


Eriyen telli sigortalar ile,
Aşırı akım koruma anahtarları (otomatik sigorta, motor koruma anahtarları gibi) olmak üzere iki bölüme ayrılır.

Aşırı gerilim: Genellikle kısa süreli olarak iletkenler arasında ya da iletkenlerle toprak arasında oluşan, işletme geriliminin izin verilen en büyük sürekli değerini aşan, fakat işletme frekansında olmayan bir gerilimdir.

Aşırı Gerilim: Genellikle kısa süreli olarak iletkenler arasında yada iletkenlerle toprak arasında meydana gelen, işletme geriliminin izin verilen en büyük sürekli değerini aşan, fakat işletme frekansında olmayan bir gerilimdir.

Başka şebekelerin etkisi ile oluşan aşırı gerilim: Başka şebekelerin, sözü edilen şebekeye etkisi sonucunda oluşan gerilimdir.

Dağıtım şebekesi: İletilerek tüketilecek bölgeye taşınmış olan enerjiyi, tüketiciye kadar götüren şebekedir.

Dağıtım transformatör merkezi: Yüksek gerilimli elektrik enerjisini alçak gerilimli elektrik enerjisine dönüştüren transformatör merkezleridir.

Demet iletkenler: Bir faz iletkeni yerine, iki ya da daha çok iletken kullanılan ve iletkenler arasında hat boyunca yaklaşık olarak aynı uzaklık bulunan düzendir.

Dış aşırı gerilim: Yıldırımlı havaların etkisiyle oluşan bir aşırı gerilimdir.

Direğin yararlı tepe kuvveti: Direğe gelen rüzgar yükü dışında, tepeye indirgenmiş öteki kuvvetlerin izin verilen yatay bileşenidir.

Direk açıklığı (menzil): İki komşu direk arasındaki yatay uzaklıktır.

Dokunma gerilimi: Topraklama geriliminin, insan tarafından köprülenebilen bölümüdür.

El ulaşma uzaklığı: Normal olarak girilip çıkılan yerlerde insan elinin, yardımcı bir araç kullanmadan her yönde ulaşabileceği uzaklıklardır. Bu uzaklıklar, basılan yüzeyden başlayarak yukarıya doğru 2,5 metre aşağıya ve yanlara doğru 1,25 metre varsayılır.

Elektrik işletme araçları: Tüm olarak ya da ayrı bölümler halinde elektrik enerjisinin kullanılmasını sağlayan araçlardır.

Elektrik işletme yerleri: Esas olarak elektrik tesislerinin işletilmesine ait yerler olup buraların yalnız ilgili işletme personeli girebilir. Örneğin bağlama tesisi bölümleri, kumanda yapıları ayrılmış bölümlerdeki dağıtım tesisleri, ayrılmış elektrik deney yerleri ve laboratuarlar, makineleri yalnızca yetkili personeli tarafından kullanılabilir) santral makine daireleri ve benzeri yerler bu gruba girer.

Elektrik kuvvetli akım tesisleri: İnsanlar, diğer canlılar ve eşyalar için bazı durumlarda (yaklaşma, dokunma vb.) tehlikeli olabilecek ve elektrik enerjisinin üretilmesini, özelliğinin değiştirilmesini, biriktirilmesini, iletilmesini, dağıtılmasını ve mekanik enerjiye, ışığa, kimyasal enerjiye vb. enerjilere dönüştürülerek kullanılmasını sağlayan tesislerdir.

Elektrik tüketim araçları: Elektrik enerjisini, elektriksel olmayan başka bir enerjiye çeviren yada haberleşmede kullanılan elektrik işletme araçlarıdır.

Elektrik zayıf akım tesisleri: Normal durumlarda, insanlar ve eşyalar için tehlikeli olan akımların meydana gelemediği tesislerdir.

En büyük çekme gerilmesi: -50C'da hesap için esas olan ek yükte ya da en küçük ortam sıcaklığında ek yüksüz yahut +50C'da rüzgar yükünde oluşan iletken gerilmelerinin en büyük yatay bileşenidir.

Enerji kabloları: Elektrik enerjisinin iletilmesi veya dağıtılması için kullanılan, gerektiğinde toprak altına da döşenebilen yalıtılmış iletkenlerdir.

Faz iletkeni: Akım kaynaklarını tüketicilere bağlayan fakat orta noktadan ya da yıldız noktasından çıkmayan iletkenlerdir.

Gerçek kesit: Örgülü iletkenlerin, yapım toleransları dikkate alınmaksızın, net kesit değerleridir.

Gövde Teması: Bir hata sonucunda bir elektrik işletme aracının gövdesi ile aktif bölümler arasında meydana gelen iletken bağlantıdır.

Gövde: İşletme araçların her an dokunulabilen, aktif bölüm olmayan fakat bir arıza durumunda gerilim altına girebilen iletken bölümleridir.

Hat Teması: Kısa devre olayının geçtiği akım devresi üzerinde faydalı bir direnç bulunursa, bu olaya hat teması adı verilir.

Hata akımı koruma bağlaması: Gerilim altında olmayan iletken tesis bölümleri üzerinde ya da topraktan anahtarın anma hata akımını aşan bir hata akımının geçmesi durumunda, bir hata akımı koruma anahtarının elektrik devresini kendiliğinden açtığı bir bağlantı biçimidir.

Hata akımı: Bir yalıtkanlık hatası sonucunda geçen akımdır. Hata akımı ya bir kısa devre akımıdır ya da toprak teması akımıdır.

Hata gerilimi koruma bağlaması: Gerilim altında olmayan iletken tesis bölümleri ile bir yardımcı topraklayıcı arasında yüksek bir dokunma gerilimini meydana gelmesi durumunda bir hata gerilim koruma anahtarının elektrik devresini kendiliğinden açtığı bir bağlantı biçimidir.

Hata Gerilimi: Aygıtların gövdeleri arasında ya da bu gövdelerle referans toprağı arasında hata durumunda meydana gelen gerilimdir.

Hava hattı çeşitleri:

i) Küçük aralıklı hatlar: Birbirini izleyen iki direk arasındaki açıklık, çıplak iletkenler için 50 metre'yi, yalıtılmış iletkenler için 60 metre'yi aşmayan hatlardır.

Not: Küçük aralıklı hatlarda 50 metre'den büyük açıklıklar: Küçük aralıklı hatlarda en büyük açıklık olan 50 metre'lik aralık ancak kaçınılmaz nedenlerle arttırılabilir. Küçük aralıklı hatlarda topografya durumu nedeniyle, 50 metre'den fazla bir açıklık gerekirse, bu bölüm büyük aralıklı hatlar gibi işlem görür.

ii) Büyük aralıklı hatlar: Birbirini izleyen iki direk arasındaki açıklık, çıplak iletkenler için 50 metre'yi, yalıtılmış iletkenler için 60 metre'yi aşan hatlardır.

Hava hattı: Kuvvetli akım iletimini sağlayan mesnet noktaları, direkler ve bunların temelleri, yer üstünde çekilmiş iletkenler, iletken donanımları, izolatörler, izolatör bağlantı elemanları ve topraklamalardan oluşan tesisin tümüdür.

İç aşırı gerilim: Toprak temasları, kısa devreler gibi istenilen ya da istenilmeyen bağlama olayları ya da rezonans etkileriyle oluşan bir aşırı gerilimdir.

İki taraftan beslenen kablo şebekeleri: Bir indirici merkezin bir başka indirici merkezde nihayetlenen ve çoğunlukla bir noktada açık işletilen kablo şebekeleridir.

İletim şebekesi: Yerel koşullar nedeniyle belli yerlerde üretilebilen ve ağ şebeke ile en üst düzeyde toplanan enerjiyi tüketicinin yakınına ileten kablo ve/veya hava hattı şebekeleridir.

İletken donanımı: İletkenle doğrudan doğruya temasta olan ve iletkenlerin bağlanması, gerilmesi ve taşınmasına yarayan parçalardır.

İletken kopma kuvveti: İletkenlerin hesapla bulunan teorik kopma değerinin %95'i ya da kataloglarda "kopma yükü" olarak belirtilen değerdir.

İletkenler: Gerilim altında olup olmamasına bağlı olmaksızın bir hava hattının mesnet noktaları arasındaki çıplak ya da yalıtılmış örgülü ya da tek tellerdir